|
|
|
Yeni Sayfa 1
Arkadaşlar Bu Sayfamızda Tarihimizde Yaşanmış Ve
Günümüze Iz Bırakmış Tarihi Olayları Sizler İçin
Toparladık. Sitenize İstediğiniz Tarihi Olayı Eklemek
İçİn Html Kodunu Sitenize Eklemeniz Yeterli Olacaktır.
NOT :
Sitemizde Alt sayfalarımız Olduğunu Unutmayınız
|
Rönesans |
Rönesansın Nedenleri |
» Ortaçağ'ın sonlarına
doğru kültür ve sanatta önemli bir birikimin oluşması.
» Avrupa'nın ispanya'da
Endülüs Emevi Devleti ve Sicilya aracılığı ile islam
Medeniyeti'ni tanıması.
» Matbaanın geniş
kullanım alanına girmesiyle yeni buluş ve düşüncelerin
yayılması.
» Avrupa'da kültür ve
sanat faaliyetlerini destekleyen, bilim adamları ve
sanatkarları himaye eden varlıklı kişilerin (mesenlerin)
ortaya çıkması.
» Coğrafi Keşiflerden
sonra zenginleşen Avrupa'da, sanattan ve edebiyattan
zevk alan bir sınıfın ortaya çıkması.
» Antikçağ (Eskiçağ)
eserlerinin incelenmesi.
» istanbul'un fethinden
sonra Bizanslı bazı bilginlerin italya'ya göç ederek
eski Yunanca'yı öğretmeleri ve eski eserleri
tanıtmaları.
Rönesans, 14. yüzyılın
sonlarında italya'da başlamıştır. Rönesans'ın ilk önce
italya'da başlamasında; italya'nın coğrafi konumu,
ekonomik durumu, dini ve tarihi önemi, siyasal durumu
ve islam Medeniyeti'nden etkilenmesi önemli rol
oynamıştır.
italya'da Rönesans, 14.
yüzyılın sonlarında Hümanizma ile başlamıştır.
Hümanizma; Eski Yunan ve Latin kültürünü en yüksek
kültür örneği olarak alan ve Ortaçağ'ın skolastik
düşüncesine karşı Avrupa'da doğup gelişen felsefe,
bilim ve sanat görüşü, insanlık sevgisini en yüce amaç
ve olgunluk sayan bir doktrindir.
italya'da Eskiçağ'dan
kalan antik eserleri incelemek ve benzerlerini
yapabilmek amacıyla akademiler kurularak Yunanca,
Latince ve ibranice metinler incelendi. Hümanizma,
insanın kendini tanımasına, yasalarını yapmasına ve
haklarını korumasına zemin hazırlamıştır.
|
Rönesansın Sonuçları |
» Avrupa ülkelerinde
bilim, sanat, edebiyat alanlarında yeni bir dünya
görüşü ortaya çıktı.
» Skolastik düşünce
yıkıldı. Düşüncede serbest bir ortam doğdu.
» Deney ve gözleme
dayanan pozitif düşünce ortaya çıktı.
» Kilise zayıfladı. Bu
durum Reform Hareketlerini başlattı.
» Bu döneme kadar bilim,
sanat ve medeniyet alanlarında islam Ülkeleri öncülük
yaparken, Rönesans hareketleriyle Avrupa Ülkeleri öne
geçti.
» Avrupa'da insan
faktörü öne çıktı. insanlar kendi haklarına sahip
çıkmaya başladılar.
|
Geçmişten Günümüze Tarihi Olayları
Sitenize Eklemek İçin Tıklayın |
Musul
Sorunu |
1. Dünya Savaşı'ndan
önce Musul bölgesi, petrolleri dolayısıyla, ingiltere,
Fransa, Almanya ve hatta Birleşik Ame-rika arasında
rekabet konusu olmuş, lakin 1916 Sykes-Picot anlaşması
ile bu bölge Fransa'ya bırakılmıştı. 1920 Nisanındaki
San Remo Konferansı'nda Fransa, kendisini Orta Doğu'da
desteklemesine karşılık, burasını ingiltere'ye
bırakmıştı.
Lozan Konferansı'nda
Türk-irak sınırının çizilmesi meselesi görüşme konusu
olduğu zaman, Türkiye, Musul ve Süleymaniye bölgeleri
halkının büyük çoğunluğunun Türk olması nedeniyle,
buraların Türk sınırları içine katılması gerektiğini
ileri sürmüş ve irak adına, mandater devlet olarak,
ingiltere de buna itiraz etmişti. Bunun üzerine Lozan
Antlaşması'nın 3. maddesiyle, bu meselenin çözümü,
dokuz ay içinde bir sonuca ulaştırılmak üzere, Türk-ingiliz
ikili görüşmelerine bırakılmıştı. Bu görüşmeler 19
Mayıs 1924'de istanbul Konferansı ile başladı ve 5
Hazirana kadar devam etti.
Taraflar, Lozan'daki
tutumlarında bir değişiklik yapmadıkları için, bir
uzlaşmaya varmak mümkün olmadı. Türkiye, yine Musul ve
Süleymaniye'nin Türk sınırları içinde kalmasında ısrar
etti. ingiltere ise bu fikre yanaşmadığı gibi, üstelik
Hakkari ilinin dinsel çoğunluğunun Süryani olduğunu,
Süryanilerin ise irak'a göç etmeleri dolayısıyla,
Hakkari'nin de irak'a katılması gerektiğini ileri
sürdü.
istanbul Konferansı'nın
sonuçsuz kalması ve özellikle Türkiye'nin tutumunu
yumuşatmaması üzerine, ingiltere Türk-irak sınırları
bölgesinde sınır olaylarını kışkırtıp, burada
karışıklıklar çıkarmaya başladı. Bu durum Türk-ingiliz
münasebetlerinin gerginleşmesine sebep oldu.
Yine Lozan Antlaşması'na
göre, ikili görüşmeler başarılı sonuç vermezse, mesele
Milletler Cemiyetine havale edilecekti. Milletler
Cemiyeti 1924 Eylülünde meseleyi ele aldı. Türkiye
Musul ve Süleymaniye bölgelerinde plebisit/halk
oylaması yapılmasını teklif ettiyse de, ingiltere buna
yanaşmadı. Öte yandan, Milletler Cemiyeti Musul
meselesi hakkında inceleme yapıp, rapor vermek üzere
bir komisyon teşkil etti.
Komisyon raporunu
Milletler Cemiyetine 1925 Eylülünde sundu. Rapor,
Musul'un irak'a katılması gerektiğini ve ayrıca
Kürtlerin, haklarının da garanti altına alınmasını
tavsiye ediyordu. Bu sırada ingiltere Milletler
Cemiyetinde hakim durumda olduğu için, Milletler
Cemiyeti Konseyi de bu tavsiyeyi aynen kabul etti.
Komisyon raporu Hakkari'yi Türkiye'ye bırakmıştı.
Milletler Cemiyeti
Konseyi'nin kararı Türkiye'de büyük bir tepki yarattı
ve ingiliz aleyhtarlığının yeniden kuvvetlenmesine
sebep oldu. Hatta Türk basını bir Türk-ingiliz
savaşından bile söz etti. Lakin Türk Hükümeti daha
ileriye gidemedi. Çünkü, yıllarca süren savaştan yeni
çıkılmıştı ve tekrar savaşmak kolay değildi. Kaldı ki,
içeride çözüm bekleyen bir sürü ekonomik ve sosyal
meseleler vardı. Bu sebeple, 5 Haziran 1926'da
ingiltere ile bir anlaşma imzalayarak Milletler
Cemiyeti kararını kabul etti. Bu antlaşma, bugünkü
Türk-irak sınırını çizmiş ve Musul buhranını sona
erdirmiştir.
Musul buhranı, Türkiye
ile Sovyet Rusya'yı birbirine daha fazla
yaklaştırmıştır. Çünkü Sovyetler, Locarno
Anlaşmalarının imzasından hiç hoşnut kalmamışlardı.
Bunun içindir ki, sınırlarını çevreleyen devletlerle
saldırmazlık antlaşmaları imzalama yoluna gitmişlerdir.
Milletler Cemiyeti
Konseyi'nin, komisyon raporunu kabul ettiğinin ertesi
günü, 17 Aralık 1925'de Paris'te Türk-Sovyet Dostluk ve
Saldırmazlık Paktı imza edilmiştir. Milli Mücadele
sırasında olduğu gibi, ingiltere ile münasebetlerin
gerginleşmesi, Türkiye'yi Sovyet Rusya'ya tekrar
yaklaştırıyordu.
|
Geçmişten Günümüze Tarihi Olayları
Sitenize Eklemek İçin Tıklayın |
|
|
|
|
|
|
|
Yeni Sayfa 1
|
|
|
|
|
|
|
design by by http://www.cssler.tr.gg tüm hakları saklıdır
|
|
|
|
|
|
|
|